DEĞER, KIYMET

 1.bir şeyin gerekliliğini, önemini belirlemeye yarayan saymaca ölçü.

 2.bir şeyin değdiği, ona denk diye düşünülen, kabul edilen karşılık.
 3.yüksek ve yararlı nitelik.
 4.üstün, yararlı nitelikleri olan kimse.
 5.kişinin isteyen, ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey.
 6.bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.

Etikte değer, bir eylemin veya eylemin önem derecesini, hangi eylemlerin en iyi şekilde yapılacağını veya hangi yolla yaşamanın en iyi olduğunu belirlemek veya farklı eylemlerin önemini tanımlamak amacıyla gösterir.

Bu tanımların herşeyi kapsadığını ancak şeyi-şeyleri kaybettiğimizde anlarız desek pek yanlış olmaz. Nasıl ki elimizde, önümüzde olan şeylerin değerini anlayamıyorsak onları kaybettiğimizde de anlayamayız. En küçüğünden en büyüğüne kadar herşeyin-hiçbirşeyin değerini anlayamadığımız halde “canlı” bir türlü akıllanmaz.

Büyük ölçekte hayat üzerinden bakarsak çoğu zaman hayatın kıymetini bilmeden insanların öldüğünü, hayatlarını hiçe saydıklarını etrafımızda hep gözlemliyoruz.

Hayatın kıymetini bilememe “an” lardan başlayarak birleşir ve gelişir. Hayatın en küçük parçası “an”dır. Tıpkı fotoğraf karesi gibi düşündüğümüzde her karenin yanyana sürekliliği ile hayatımız oluşur. Eski fotoğraflar bize hangi değerleri yaşayıp kaybettiğimizi gösterir.

Yaşadığımız fiziki dünyanın kaynaklarının değerini bilememek, nasıl sonuçlara yol açacağı insani kibiri aşamamıştır. Hatta tam olarak herşeyi yok etmeden de aşamayacaktır, desek  bile aşamaz. Bunun sebebleri arasında bazı inanç sistemleri olması zaten aşılamayacağını gösteriyor. Herşeyin insan için varolduğunu, insana hizmet ettiğini düşünmek insani kibirin ana yakıtlarından biridir.

Bir şeye değer vermek,  değerli kılmak aslında onu yaşamak, yaşatmaktır. Hayatın zenginliği değerle ortaya çıkar. Değer, kıymet derecelendirilebilir, ölçülebilir ama yok edilmemelidir. Yaşam içinde var olan herşey değerlidir ve değerini bulmalıdır.

Yorum bırakın